T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
İSTANBUL / BAHÇELİEVLER - Prof. Dr. Osman Öztürk İmam Hatip Ortaokulu

PROF DR OSMAN ÖZTÜRK KİMDİR?

Profesör Dr.Osman ÖZTÜRK

 

 1943 Tarsus doğumlu.İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi "Arap ve Fars Dilleri Bölümü" mezunu. Aynı fakültenin "Tarih Bölümü" Osmanlı Müesseseleri ve Medeniyeti Tarihi Kürsü-sü'nde "doktora" yaptı. Doktora sonrası akademik çalışmaları da ; Osmanlı medeniyyet ve kültürü üzerine oldu Orta okul çağlarından itibaren, devrin tanınmış alim ve hocalarından ( Sami Ramazanoğlu, Mahir İz, Ali Yakub Cenkçiler, Hilmi Toros, Ömer Nasuhi Bilmen, Bekir Haki Yener, Ali Yekta Sundu,  Dersiâm Seyyid Şefik Arvâsî , Muhammed Hamidullah , Ebu'l Hasen En Nedvi , Ahmed Davudoğlu hoca , Alasonyalı Hacı Cemal Efendi, Abdurrahman Gürses ) Şer'î  ve Edebi ilimler tahsil etti

1966-1967 ders senesinde; Ankara Üniversitesi Hacettepe Tıp Fakültesi(daha sonra Hacettepe Üniversitesi)nde "asistan" olarak ilk resmî vazifesine başladı.

1968 yılında lisan ve lisans üstü çalışmaları vesilesiyle İngiltere(Londra)ye gitt Dönüşünde İstanbul İmam-Hatip Okulu(bugün Fatih İmam Hatip Lisesi)nda ; Arap-ça,Farsça,Edebiyat ve Hitabet derslerini okuttu.

1972 de doktorasını tamamlayıp, İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü(Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi) öğretim üyeliğine naklen tayin olundu.

1974 yılında hocası Mahir İz 'in vasiyeti üzerine Vefa İlim Yayma'da başladığı öğretmenlerle olan haftalık sohbetlerine vefatından 15 gün öncesine kadar devam etti.

1979 sonrasında ; Sakarya , Dokuz Eylül ve Pamukkale Üniversitelerinde öğretim üyeliklerinde ve idarî görevlerde bulundu.

1994 – 2004 yılları arasında , İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde Başkanlık Danışmanı sıfatıyla ; "hizmetiçi" eğitimlerini planladı,koordine etti ve ders okuttu .

ABD, Almanya, Avustralya, Singapur , Malezya, Hollanda, Hindistan, İngiltere, Katar, KKTC, Lübnan, Mısır, Pakistan, Suudi Arabistan ve Yugoslavya'da meslekî araştırmalar yaptı, milletlerarası konferanslara tebliğler sundu.

Merkezleri ;Girne, İstanbul, İslamabad, Kahire, Luknow ve Riyad şehirlerinde bulu-nan "ilmî araştırma kuruluşları"nda ; kurucu ve yönetim kurulu üyesi olarak bulundu.

Öğretmenler Vakfı ,  İlim Yayma Cemiyeti, Türkiye Milli Kültür Vakfı, İslami Edebiyat Vakfı gibi vakıfların kurucular kurulunda bulundu.  "İslâmî Edebiyat Dergisi"ni yayınladı

Telif olarak 14 ; ve terceme olarak da 1 kitaba imza attı.

Yurt içinde ve yurt dışında ;resmî ve gayr-ı resmî yayınlar olmak üzere akademik ; dergi,yıllık ve ansiklopedilerde Türkçe,Arapça ve İngilizce makaleleri yayınlandı. Muhte- lif haftalık mecmualarda ve günlük gazetelerde ; dinî,fikrî ve edebî yazılar yazdı.

2009 yılından vefatına kadar Kırklareli Üniversitesi Öğretim Üyeliği ,Başbakanlık Baş Müşavirliği ve YÖK Genel Kurul üyeliği vazifelerinde bulundu.

Arapça,Farsça ve İngilizce bilen Prof.Dr.Osman ÖZTÜRK ; evli ve üç çocuk babasıydı.

 

--------------------

Bana kendini tarif et deseler nesin sen?

Ben derim adım Müslüman. Herkesi kelime-i tevhide davet ederim. Grupçu değilim. Hiçbir partiye, tarikata davet yapmam. Öyle bir davetçiliğim yoktur. İslami grupların hiç birine mensup değilim. Parti-tarikat taassubuna karşıyım. Yani bir parti taassubu. İslam eşittir " Falanca Parti". Karşıyım baştan beri. Hiçbir zaman İslam eşittir hiçbir parti olmadı. Olamaz. İslam o kadar yüce bir yerde ki senin parti dediğin cücenin cücesi. O en iyisi. Onun için senin partin, senin tarikatın, şeyhin, İslam'ın üstünde olamaz. Veya İslam olamaz.

Efendim bizim cemaat İslam'ı temsil eder. Halt etmişsin. Hiç birimiz İslam'ı temsil edemeyiz. Biz Müslümancıklarız. Ne haddimize canım İslam'ı temsil edeceğiz! Ben şimdi beni takip edenleri, dinleyenleri bir cemaat kabul edeyim, bir grup, bir hizip, bir tarikat... Hayır. Etsem bile biz İslam'ın temsilcisi olamayız. Biz o yolda bulunmaya çalışan garibanlarız. Hepsi bundan ibaret. Onun için hiçbir cemaatin temsilciliğini kabul etmiyorum. Böyle bir şeye de inanmıyorum. Ne Nurcular, ne Süleymancılar, ne şu şucular, ne bucular, ne selametçiler, ne ülkücüler, ne Tilkiciler... Hiç öyle bir şey yok.

Ancak insan bir mensubiyet sahibi olabilir. Onlara kızmam, şucu bucu olabilir insan. Bir partiye hizmet de yapabilir. Bir tarikata da bağlı olabilir. Ama bunlar öne çıkartılamaz. Öne çıkartılırsa taassup olur. Ben öyle yapmaya çalışıyorum. Kendimi öyle tanıtmıyorum. Onu öne çıkarmıyorum. Çünkü bu işlerin taassubunu öne çıkaranlarla anlaşmak güçtür. Ben de bunlarla anlaşamıyorum. Selamunaleyküm dedikten sonra ''Şu'cu musun ?'' diyor bazı zavallılar. ''Yok, bilemedin'' diyorum. ''Ben O'cu değilim.''

İnsanları putlaştırmaya muhalifim. Peygamberimiz asm dâhil bizim iman esaslarımızda insanları putlaştırmak yoktur. Yani insanları hatasız kabul etmek İslam inancında yoktur. Bütün insanların hataları vardır. Peygamberler hariç. Peygamberler masumdur. Ne demek masum? Korunmuştur. Neyden? Günahlardan hatalardan.  Peygamber efendimiz buyurur ki bir hadisinde ''Cahiliye döneminde herkes putlara kurban kesti, ben kesmedim." Daha peygamber değildi. Onu öyle yetiştiriyor kendine elçi / nebi yapacak olan.

Ey sofular, dervişler! Tarikatların cemaati, şeyhlerinizi ilahlaştırmayın!

Bilin ki İslam'ın temsilciliği Kuran ve sünnete aittir. İslam'ı bunlar temsil eder. Biz onlara yakın durdukça adam oluruz. Uzak durdukça vur tekmeyi gitsin!

Onun için kapıdan içeri Müslüman olarak girmeliyiz. Allah Kuran'da ''Taa önceden O Allah size Müslümanlar adını verdi'' buyuruyor. Taa önceden. Onun için kapıdan içeri Müslüman olarak girmeliyiz. Şucu bucu olarak değil.

Ben oyum... Adım Müslüman!

Prof. Dr. Osman Öztürk

-------------------------------------------------

OSMAN HOCA´dan...

  • Tarih ne güzel bir ilim dalıdır ders ve ibret almak isteyenlere ne kadar da cömertçe malzeme verir. Geçmişte âbâd olanlar, berbat olanlar, cümlesi tarih içerisinde geçit resmi yaparlar. Yükselişler, çöküşler, zalimler, mazlumlar, saadet ve felaketler hepsi tarih sahnesinde arz-ı endam ederler. Olup bitenler ibret gözü ile tetkik edildiğinde, basiret sahipleri hisse alınacak o kadar çok hadise ile karşılaşırlar ki... Peşin hükümsüz yapılacak tarihi tahliller bizi çok faydalı sonuçlara ulaştırır.   [Osman Öztürk, Siyaset Üstü Siyaset, Rağbet Yayınları]

 

 

  • ADAM Kime denir?

İman, milli kültür ve tarih şuurunun oluşturduğu şahsiyet ve kimliğe sahip insana; ´´adam´´ veya ´´adam gibi adam´´ denir. Burada da yine erkek tedâi/çağrışımı yanlış olur. Adam olmaz da erkek olmuş ne kıymet ifade eder? Hanım olur da adam olur çok şey ifade eder. Dolayısıyla ´´adamlık bir şahsiyet konusu olup, cinsiyet konusu değildir.

 

  • Siyasetçinin hareket noktası Allah´ın rızası; politikacınınki ise hırs tatminidir. 

 

  • Müslüman girdiği kabın şeklini almaz, girdiği kalıba şekil verir.

 

  • Ahir zaman Müslümanları düşmanlarıyla değil, evhamlarıyla savaşır. 

19-03-201819-03-201819-03-201819-03-201819-03-201819-03-201819-03-201819-03-2018

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 19.03.2018 - Güncelleme: 23.06.2022 13:36 - Görüntülenme: 10261
  Beğen | 25  kişi beğendi